Kastamonu, Türklerin 12. yüzyıldan beri yerleştiği bir şehir olup, özellikle Osmanlı döneminde sancak beyliği ve eyalet merkezi olarak önemli bir rol üstlenmiştir. 16. yüzyıldan itibaren ticaretin ve zanaatların gelişmesiyle şehir büyümüş ve zenginleşmiştir. Bu zenginlik de kendini sivil mimaride göstermiştir. İdari önemi nedeniyle yönetim binaları yapılırken, aynı zamanda görkemli camiler, külliyeler ve sivil yapılar da şehri süslemiştir. 18. ve 19. yüzyıllarda inşa edilen eşraf evleri, Türk-İslam sivil mimarisi ile Karadeniz ev mimarisinin güzel örneklerini oluşturur. Bugün, Kastamonu’nun tarihi şehir merkezinde yürüyüşe çıktığınızda, sokakları süsleyen yüzlerce tarihi ev ve konak sizi kendine hayran bırakacaktır. Üstelik bu evlerin büyük çoğunluğu hala çok iyi durumda ve çoğunda hala insanlar yaşamaktadır. Şehir merkezi koruma altındadır ve belediyenin restorasyon çalışmaları kapsamında bu yapılar adım adım yenilenmektedir.
Kastamonu evleri, diğer şehirlerdeki Türk evlerinden mimari yapılarıyla ayrılır; ancak hepsi aynı modelde değildir. Bir Türk evine “konak” denilebilmesi için, geniş ailelerin (2-3 kuşak) bir arada yaşadığı, haremlik ve selamlık bölümleri ayrı olan görkemli bir yapı olması gerekir. Daha mütevazı yapılar ise yalnızca “ev” olarak adlandırılır.
Osmanlı döneminde Kastamonu’daki konaklar, büyük Türk ailelerinin yaşam tarzına uygun olarak inşa edilmişti. Bu evler üç katlıydı ve genellikle zemin katta günlük ihtiyaçlar için odunluk, depo ve mutfak gibi alanlar bulunurdu. Orta kat ailelerin yaşam alanıydı; en üst kat ise misafirler için ayrılırdı, özellikle önemli konuklar bu katta ağırlanırdı. Ancak zamanla bu büyük konaklar, modern yaşamla birlikte çekirdek ailelerin ihtiyaçlarına göre değiştirildi.
Kastamonu’da hala varlığını sürdüren yaklaşık 550 civarında tescilli ev ve konak bulunmaktadır. Bu evler genellikle sahiplerinin aile isimleriyle anılır: Keskinler Konağı, Uğurlu Konağı gibi. Kale çevresi ve Nasrullah Meydanı’na kadar olan bölgede en çok tarihi ev ve konak bulunur. 1960’lardan itibaren başlayan modernleşme ile pek çok konak yıkılmış ve yerlerine beton yapılar inşa edilmiştir. Ancak son yıllarda artan koruma bilinciyle birçok tarihi yapı yeniden tescillenmiş ve restore edilmiştir.
Restorasyon Çalışmaları
Kastamonu Valiliği, 1998 yılından itibaren birçok tarihi konağı aslına uygun şekilde restore ederek, bu yapıları farklı kamu hizmetlerine kazandırmıştır. Valilik tarafından kurulan “Mimar Vedat Tek Anı Sanat ve Restorasyon Merkezi” bu restorasyonların büyük bir kısmını gerçekleştirmiştir. Türkiye’de bir ilk olan bu merkez, tarihi eserlerin restorasyonunda uzman teknik ekip ve atölyeleriyle önemli bir rol oynamıştır.
Bugün de, Kastamonu Valiliği, belediye ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının da katılımıyla tarihi binalar restore edilmekte ve yeni işlevler kazandırılmaktadır. Bu binalar kamu hizmetleri, turizm ve sosyal amaçlar için kullanılmaktadır. Kastamonu Belediyesi ise başarılı bir şekilde “Sokak Sağlıklaştırması” projelerini yürütmektedir. Bu projelerle, tarihi sokaklar yeniden eski ihtişamına kavuşmaktadır. Şeyh Şaban-ı Veli Caddesi, Saylav Sokak ve Atabey Sokak gibi yerler bu projelerle yenilenmiştir ve diğer sokaklar da bu süreci takip etmektedir.
Örnek Bir Turizm Uygulaması: Uğurlu Konakları
1998 yılında başlayan restorasyon çalışmaları, bazı konakların turizm tesisi olarak kullanılmasına olanak sağlamıştır. Bu kapsamda restore edilen Toprakçılar Konakları, 2003 yılında turizmci Gülsen Kırbaş’a kiralanmıştır. Kastamonu’daki ilk butik otel olan bu işletme, konak turizminin öncüsü olmuştur. Gülsen Kırbaş, 2009 yılında satın aldığı Uğurlu Konakları’nı restore ederek hizmete açmıştır. İki konaktan oluşan bu kompleks, daha sonra ek bir bina ile genişletilerek 35 oda ve 80 yatak kapasitesiyle Kastamonu’nun en büyük butik oteli haline gelmiştir. Kastamonu Kalesi’nin hemen altında yer alan Uğurlu Konakları, şehirdeki tüm tarihi ve turistik yerlere yürüme mesafesindedir. Uğurlu Konakları, 11 yılı aşkın süredir kültür turizmine hizmet etmekte ve kültür gezginlerine, gurmelere ev sahipliği yapmaktadır.
Kompleksin en eski yapısı olan konak, yaklaşık 200 yıllık geçmişiyle Kastamonu’nun konak yaşamını gözler önüne seriyor. Geniş orta sofaları, yüksek tavanları ve ferah odalarıyla misafirlerine hem konfor sunuyor hem de tarihi bir deneyim yaşatıyor. Ayrıca, ağaçlar ve çiçeklerle bezeli geniş bahçesi, yaz aylarında adeta bir serin vaha gibidir. Uğurlu Konakları, zengin yöresel mutfağı ile de misafirlerine Kastamonu’nun özgün lezzetlerini tatma imkanı sunuyor. Ayrıca, konuklar yöresel yemek pişirme atölyelerine katılarak bu deneyimi birebir yaşayabiliyorlar. Uğurlu Konakları, ulusal ve uluslararası birçok ödülün de sahibidir.